a

Facebook

Twitter

Copyright 2015 Libero Themes.
All Rights Reserved.
 

Ruhsat alanı 25 hektardan büyük , çalışma alanı 25 hektardan küçük olan ÇED projesi

istinaf.com > İçtihatlar  > Danıştay İçtihatları  > Ruhsat alanı 25 hektardan büyük , çalışma alanı 25 hektardan küçük olan ÇED projesi

Ruhsat alanı 25 hektardan büyük , çalışma alanı 25 hektardan küçük olan ÇED projesi

Ruhsat alanı 25 hektardan büyük olsa dahi, çalışma alanı 25 hektardan küçük olan ve kapasite itibarıyla revize olan ÇED Gerekli Değildir kararı

14/06/2018 günlü, 30451 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 1. maddesinde yapılan düzenleme ile madenlerin çıkarılmasıyla ilgili 25 hektar ve üzeri çalışma alanında planlanan açık işletmelerin ÇED sürecine tabi olmasının sağlanmasının yanında, aynı işletmeye 25 hektarı aşmayan bir proje nedeniyle daha önce ÇED Gerekli Değildir kararı verilmiş ise, bu projeye ilave alan artışı olması durumunda toplam çalışma alanı 25 hektarın altında kalsa dahi bu projenin de, ÇED sürecine tabi olması sağlanmıştır. Dolayısıyla anılan Yönetmelik değişikliği kapsamında tesis edilen ÇED Gerekli Değildir kararlarının iptali istemiyle açılan davalarda, öncelikli olarak ele alınması gereken husus, dava konusu projenin, çalışma alanı 25 hektar ve üzerinde olan açık işletmeler kapsamında olup olmadığının yanı sıra, aynı işletmeye verilmiş ÇED Gerekli Değildir kararı bulunan projeye ilave olarak planlanan alan artışı kapsamında olup olmadığıdır.

Uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgi gerektirdiğinden, tarafların iddiaları, projenin nitelikleri ve uygulanacağı yerin özellikleri ile proje tanıtım dosyasını hazırlayan uzmanlar dikkate alınmak suretiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 267. maddesiyle bilirkişi sayısı konusundaki sınırlamanın kaldırıldığı gözetilerek, aralarında çevre mühendisi, ziraat mühendisi, orman mühendisi, hidrojeoloji mühendisi olmak üzere, gerekirse başka dallarda da uzmanlar seçilerek oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetiyle, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması ve projenin çevresel etkilerinin değerlendirilmesi suretiyle, düzenlenecek rapor dikkate alınarak, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir.

Çevresel Etki Değerlendirmesi için ayrıntılı bilgilere ulaşmak için tıklayınız.

  T.C.

D A N I Ş T A Y

ALTINCI DAİRE

Esas No : 2019/2326

Karar No : 2019/5671

 

TEMYİZ EDENLER                  : 1- (DAVALI) : İzmir Valiliği

VEKİLİ                                        : Av.

 

2- MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : …İnş. Madencilik Nakliye San. ve Tic. A.Ş.

VEKİLİ                                        : Av.

 

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1-

2-

3-

VEKİLLERİ                                : Av.

 

 

İSTEMİN KONUSU                  : İzmir 3. İdare Mahkemesinin 15/02/2019 tarih ve E:2018/1674, K:2019/228 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

 

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: İzmir İli, Menderes İlçesi, … Mevkii, … ruhsat numaralı (erişim no:…) sahada davalı yanında müdahil tarafından yapılması planlanan “… ton/yıl kapasiteli II (a) Grubu Kalker Ocağı ve … ton/yıl kapasiteli Kırma Eleme Tesisi” projesi ile ilgili olarak İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen … günlü, E-… sayılı ”Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir” kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dava konusu alanın çevresinde bulunan mahalle muhtarları olan davacılar tarafından, Mahkemenin 30/01/2019 tarihli dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına dair kararından sonra 07/02/2019 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiği bildirilmiş ise de; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında feragat isteminin kamu yararı ölçütü kullanılarak karara bağlanması gerekmekte olup, kamu yararını yakından ilgilendiren çevreyle ilgili dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan davadan feragat edilmesinin kabul edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.

Uyuşmazlığın esasına gelince; aynı alana ilişkin olarak … ruhsat numaralı sahanın 20,00 hektarlık kısmında, davalı yanında müdahil tarafından yapılması planlanan “II-A Grubu Kalker Ocağı ve Kırma-Eleme Tesisi” projesi ile ilgili olarak İzmir İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünce verilen .. günlü, E-.. sayılı “ÇED Gerekli Değildir” kararının iptali istemiyle açılan davada, İzmir 1. İdare Mahkemesi’nin 23/11/2017 günlü, E:2017/573, K:2017/1900 sayılı iptal kararı, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 23/05/2018 günlü, E:2018/1898, K:2018/3955 sayılı kararı ile; madencilik faaliyetinin 25 hektarın altında 20,00 hektarlık alana ilişkin olması nedeniyle proje tanıtım dosyası üzerinden inceleme yapılarak işlemin tesis edildiği, ancak dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, … ruhsat numaralı alanının 99,76 hektar olduğu ve Yönetmelikte belirtilen 25 hektarlık sınırdan daha büyük bir alanı kapsadığı görülen faaliyet konusunun ÇED sürecine tabi olduğu ve “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilemeyeceği yönündeki ek gerekçeyle onanmıştır.

Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerden de söz konusu faaliyet alanının, 99,76 hektar olduğu ve Yönetmelikte belirtilen 25 hektarlık sınırdan daha büyük bir alanı kapsadığı ve anılan Mahkeme kararı da dikkate alındığında, faaliyet konusunun ÇED sürecine tabi olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen gerekçelerle davacıların feragat taleplerinin reddine, hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

 

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI       :1- Davalı idare tarafından, daha önce verilen … günlü, E-… sayılı “ÇED Gerekli Değildir” kararının Mahkemece iptal edilmesinden sonra, Bakanlığın 30/04/2018 günlü, 76409 sayılı ÇED Yönetmeliği Uygulamaları yazısı ile, 25 hektar ve üzeri ruhsat alanına sahip projeler için iş ve işlemlerin Bakanlıkta, 25 hektarın altındaki ruhsat alanlarında ise iş ve işlemlerin Valiliklerde devam ettirilmesi gerektiğinin bildirildiği, bununla birlikte 14/06/2018 günlü, 30451 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile Ek-1 listesinin 27. maddesi (a) bendi “25 hektar ve üzeri çalışma alanında (Kazı ve döküm alanı dahil) planlanan açık işletmeler veya bu işletmelere ait “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelere ilave olarak planlanan alan artışları”, Ek-2 listesinin 49. maddesinin (a) bendinin de “Madenlerin çıkarılması (EK-1 listesinde yer almayanlar)” şeklinde değiştirildiği, dolayısıyla bu değişiklik sonrasında yine aynı ruhsat sahası içerisinde daha önce belirlenen ÇED izin sahası içerisinde kalan daha küçük, yeni bir proje alanının belirlendiği ve kalker üretimi ile kırma-eleme tesisi kapasiteleri de revize edilerek söz konusu Proje Tanıtım Dosyasının hazırlandığı, kurum ve kuruluşların projeyle ilgili olumlu görüşlerinin neticesinde dava konusu ÇED Gerekli Değildir kararının verildiği, Mahkeme tarafından keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, Yönetmelikte yapılan değişiklikle birlikte proje alanının 21,43 hektar olması nedeniyle Yönetmeliğin Ek-2 listesinin esas alınması gerektiği ileri sürülmüştür.

2- Davalı yanında müdahil tarafından, davadan feragatin Mahkemece dikkate alınmamasının usul kurallarına aykırılık teşkil ettiği, daha önceki iptal kararına konu bilirkişi raporundaki tespitlerin dikkate alınarak proje tanıtım dosyasının yeniden düzenlendiği, Danıştay kararı da dikkate alınarak ruhsat alanında işletme izninin 10.37 hektar olarak düzeltildiği, dolayısıyla sadece bu kısımda faaliyet yürütülebileceği ve bu nedenle 99,76 hektarlık alanın dikkate alınmasının hukuken mümkün olmadığı, Yönetmelikte 25 hektarlık sınırlamanın açıkça çalışma alanı olarak belirtilmesine rağmen ruhsat alanının dikkate alınmasının hukuka aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmüştür.

 

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

 

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ   : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, davalı yanında müdahil tarafından, yürütmenin durdurulması isteminin incelenmeksizin reddi yolunda verilen karara karşı yapılan itirazı hakkında karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

 

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Davalı yanında müdahil tarafından ilk olarak, İzmir İli, Menderes İlçesi, … Mahallesi, … ruhsat numaralı sahanın 20,00 hektarlık kısmında yapılması planlanan “… ton/yıl kapasiteli II (a) Grubu Kalker Ocağı ve … ton/yıl kapasiteli Kırma Eleme Tesisi” projesi ile ilgili İzmir İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünce anılan projeyle ilgili … günlü, E-… sayılı “ÇED Gerekli Değildir” kararının verilmesi üzerine, bu kararın iptali istemiyle İzmir 1. İdare Mahkemesinin E:2017/573 sayılı dosyasında açılan davada, 23/11/2017 günlü, K:2017/1900 sayılı karar ile mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporun ve dosyanın birlikte incelenmesinden; yapılması planlanan kalker ocağı ve kırma eleme tesisinin etki alanında ve ulaşım yolu etrafında yoğun olarak tarım arazilerinin bulunduğu, söz konusu tesisten kaynaklı tozlanmanın çevredeki tarımsal faaliyetleri olumsuz yönde etkileme potansiyeli olduğu, alanda geri dönüşümü mümkün bulunmayan çevresel zararların önceden ortaya konularak gerekli tedbirlerin belirlenmesi amacıyla çevresel yönden etki değerlendirmesinin gerekli olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir. Bu kararın temyiz edilmesi üzerine Danıştay Ondördüncü Dairesinin 23/05/2018 günlü, E:2018/1898, K:2018/3955 sayılı kararı ile; … ruhsat numaralı alanının 99,76 hektar olduğu ve Yönetmelikte belirtilen 25 hektarlık sınırdan daha büyük bir alanı kapsadığı görülen faaliyet konusunun ÇED sürecine tabi olduğu ve “ÇED Gerekli Değildir” kararı verilemeyeceği yönündeki ek gerekçeyle onanmıştır.

 

Ancak 14.06.2018 tarih ve 30451 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile, Ek-1 listesinin 27. maddesi (a) bendi “25 hektar ve üzeri çalışma alanında (Kazı ve döküm alanı dâhil) planlanan açık işletmeler veya bu işletmelere ait “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelere ilave olarak planlanan alan artışları”, Ek-2 listesinin 49.maddesinin (a) bendi de “Madenlerin çıkarılması (Ek-1 listesinde yer almayanlar)” şeklinde değiştirilmesi sonrasında, daha önce ÇED Gerekli Değildir kararı alınan (ancak Mahkemece iptal edilen) proje için, yine aynı ruhsat sahası içerisinde, bir önceki dosyada belirlenen ÇED izin sahası içerisinde kalan daha küçük, yeni bir proje alanı belirlenerek ve kalker üretimi ile kırma eleme tesisi kapasiteleri de revize edilerek Proje Tanıtım Dosyası hazırlanıp davalı idareye sunulmuş, kurum ve kuruluşların projeyle ilgili olumlu görüşlerinin neticesinde dava konusu ÇED Gerekli Değildir kararı verilmiştir.

Bunun üzerine, anılan kararın iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

 

İLGİLİ MEVZUAT:

2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 10. maddesinde, “Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez…” hükmüne yer verilmiştir.

25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı: Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projeler hakkında yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmış, 6. maddesinde; “(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek veya tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeleri için; ÇED Başvuru Dosyasını, ÇED Raporunu, Seçme Eleme Kriterleri uygulanacak projeler için ise Proje Tanıtım Dosyasını, Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara hazırlatmak, ilgili makama sunulmasını sağlamak ve proje kapsamında verdikleri taahhütlere uymakla yükümlüdürler. (2) Kamu kurum/kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin veya Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşların isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı veya “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre karar tesis edilmeden önce, projenin gerçekleştirilmesinin mevzuat bakımından uygun olmadığının tespiti halinde, aşamasına bakılmaksızın süreç sonlandırılır.” hükmüne, 17. maddesinde ise; “Bakanlık, Proje Tanıtım Dosyalarını ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde inceler ve değerlendirir. Bakanlık, bu aşamada gerekli görülmesi halinde Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlardan proje ile ilgili geniş kapsamlı bilgi vermesini, araç gereç sağlamasını, yeterliği kabul edilebilir kuruluşlarca analiz, deney ve ölçümler yapmasını veya yaptırmasını isteyebilir. (2) Bakanlık on beş (15) iş günü içinde inceleme ve değerlendirmelerini tamamlar. Proje hakkında “ÇED Gereklidir” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararını beş (5) iş günü içinde verir, kararı Valiliğe, proje sahibine ve Bakanlıkça yeterlik verilmiş kurum/kuruluşlara bildirir. Valilik, bu kararı askıda ilan ve internet aracılığıyla halka duyurur.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Yukarıda alıntısına yer verilen Yönetmeliğin EK-IV bölümünde Proje Tanıtım Dosyasının Hazırlanmasında Esas Alınacak Seçme Eleme Kriterleri belirtilmiş, 1. Projenin Özellikleri kısmında: a) Projenin ve yerin alternatiflerinin (proje teknolojisinin ve proje alanının seçilme nedenlerinin), b) Projenin iş akım şemasının, kapasitesinin, kapladığı alanın, teknolojisinin, çalışacak personel sayısının, c) Doğal kaynakların kullanımının (arazi kullanımı, su kullanımı, kullanılan enerji türü vb.), ç) Atık miktarının (katı, sıvı, gaz ve benzeri) ve atıkların kimyasal, fiziksel ve biyolojik özelliklerinin, d) Kullanılan teknoloji ve malzemelerden kaynaklanabilecek kaza riskinin, 2. Proje Yeri ve Etki Alanının Mevcut Çevresel Özellikleri kısmında: a) Mevcut Arazi Kullanımı ve kalitesi (tarım alanı, orman alanı, planlı alan, su yüzeyi ve benzeri), Ek-V’deki Duyarlı Yöreler Listesi dikkate alınarak korunması gereken alanlar, 3. kısmında; Projenin İnşaat ve İşletme Aşamasında Çevresel Etkileri ve Alınacak Önlemler ile Notlar ve Kaynakların, Ekler kısmında ise: 1- Proje için seçilen yerin koordinatlarının, 2- Proje alanı ve yakın çevresinin mevcut arazi kullanımını değerlendirmek için; yerleşim alanlarının, ulaşım ağlarının, enerji nakil hatlarının, mevcut tesislerin ve ek-5’de yer alan Duyarlı Yöreler Listesinde belirtilen diğer alanların (proje alanı ve yakın çevresinde bulunması halinde) yerlerine ilişkin verileri gösterir bilgiler 1/25.000 ölçekli halihazır harita (çevre düzeni planı, nazım, uygulama imar planı, vaziyet planı veya plan değişikliği teklifleri, topografik harita) üzerine işlenerek kısaca açıklanmasının, jeoloji haritasının ve depremselliğin belirtilmesi gerektiği şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ÇED Yönetmeliği’nin Ek-1 listesinin “Madencilik Projeleri” başlıklı 27. maddesinin (a) bendi; “25 hektar ve üzeri çalışma alanında (Kazı ve döküm alanı toplamı olarak) açık işletmeler” şeklinde düzenlenmiş iken, 26/05/2017 günlü, 30077 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in13. maddesi ile EK-1 listesinin “Madencilik Projeleri” başlıklı 27. maddesinin (a) bendi; “Ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın 25 hektar ve üzeri çalışma alanında (Kazı ve döküm alanı toplamı olarak) açık işletmeler” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemenin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 14/12/2017 günlü, E:2017/2082 ve 28/02/2018 günlü, E:2017/1907 sayılı kararlarıyla yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne karar verilmiş, bu kararlara karşı yapılan itirazlar ise, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 07/05/2018 günlü, YD İtiraz No:2018/177 sayılı ve 19/12/2018 günlü, YD İtiraz No:2018/581 sayılı kararlarıyla reddedilmiştir.

Söz konusu yargı kararının uygulanması amacıyla 14/06/2018 günlü, 30451 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in 1. maddesi ile; 25/11/2014 tarihli ve 29186 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin Ek-1 listesinin 27 nci maddesinin (a) bendi, “25 hektar ve üzeri çalışma alanında (Kazı ve döküm alanı dâhil) planlanan açık işletmeler veya bu işletmelere ait “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelere ilave olarak planlanan alan artışları” şeklinde değiştirilmiştir.

Anılan değişikliğin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 26/12/2018 günlü, E:2018/3536 sayılı kararıyla yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı idare tarafından itiraz edilmesi üzerine ise, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24/04/2019 günlü, YD İtiraz No: 2019/575 sayılı kararı ile itirazın kabulüne, yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne ilişkin Daire kararının kaldırılmasına ve dava konusu Yönetmelik kuralına yönelik yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmiştir.

 

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay Ondördüncü Dairesinin 26/12/2018 günlü, E:2018/3536 sayılı kararında; 14/06/2018 günlü, 30451 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin Ek-1 listesinin 27. maddesinin (a) bendinde yer alan; “25 hektar ve üzeri çalışma alanında (Kazı ve döküm alanı dâhil) planlanan açık işletmeler veya bu işletmelere ait “ÇED Gerekli Değildir” kararı bulunan projelere ilave olarak planlanan alan artışları,” şeklindeki dava konusu düzenleme ile Danıştay Ondördüncü Dairesinin anılan kararlarındaki gerekçelere aykırı olarak ruhsat alanı büyüklüğüne bakılmaksızın, bu defa da çalışma alanı büyüklüğüne göre maden çıkarılmasına ilişkin projenin ÇED’e tabi olup olmadığının belirleneceği, buna göre, maden ocağı çalışma alanına göre yapılan başvurulara da ÇED Gerekli Değildir kararları verilerek toplamda 25 hektarın üzerindeki çalışma alanlarına kısım kısım ÇED Gerekli Değildir kararları verilmesine olanak sağlandığı gerekçesiyle yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı yapılan itiraz üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24/04/2019 günlü, YD İtiraz No: 2019/575 sayılı kararında ise, 14/06/2018 günlü, 30451 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelikten önceki düzenlemenin hukuka aykırılığına yol açan temel hususun, projenin çevresel etki değerlendirmesinin ruhsat alanına ya da çalışma alanına göre belirlenmesi değil, söz konusu düzenlemenin ruhsat alanı içerisinde birden fazla çalışma sahasında ÇED sürecine tabi olmaksızın madencilik faaliyeti yapılması hususundan kaynaklandığı dikkate alındığında, dava konusu Yönetmelik hükmü ile getirilen ilave alan artışına ilişkin düzenlemenin, söz konusu hukuka aykırılığı ortadan kaldıracak nitelikte olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiştir.

Danıştay Ondördüncü Dairesinin yukarıda yer verilen yürütmenin durdurulması kararlarının temel gerekçesinin, ÇED Gerekli Değildir kararlarına ilişkin açılan davalarda yapılan yargılamalar aşamasında, maden ocağı işletmesi kurmak isteyen girişimcilerce Yönetmelikte belirlenen 25 hektar sınırı aşılmadan hazırlanan proje tanıtım dosyaları ile ÇED Gerekli Değildir kararları valiliklerden alınarak faaliyete başlanıldığı, ancak süreç içerisinde bazen denetimlerdeki eksiklik ya da yetersizlik nedeniyle çalışma sahasının 25 hektarın çok üzerine çıkıldığı, bazen de ilave maden ocağı çalışma sahası için yapılan başvurulara da ÇED Gerekli Değildir kararları verilerek toplamda 25 hektarın üzerindeki çalışma sahalarına kısım kısım verilen ÇED Gerekli Değildir kararları ile ocak sahalarının genişletilmekte olduğu anlaşılmaktadır.

Gelinen aşamada, 14/06/2018 günlü, 30451 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan “Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 1. maddesinde yapılan düzenleme ile madenlerin çıkarılmasıyla ilgili 25 hektar ve üzeri çalışma alanında planlanan açık işletmelerin ÇED sürecine tabi olmasının sağlanmasının yanında, aynı işletmeye 25 hektarı aşmayan bir proje nedeniyle daha önce ÇED Gerekli Değildir kararı verilmiş ise, bu projeye ilave alan artışı olması durumunda toplam çalışma alanı 25 hektarın altında kalsa dahi bu projenin de, ÇED sürecine tabi olması sağlanmıştır. Dolayısıyla anılan Yönetmelik değişikliği kapsamında tesis edilen ÇED Gerekli Değildir kararlarının iptali istemiyle açılan davalarda, öncelikli olarak ele alınması gereken husus, dava konusu projenin, çalışma alanı 25 hektar ve üzerinde olan açık işletmeler kapsamında olup olmadığının yanı sıra, aynı işletmeye verilmiş ÇED Gerekli Değildir kararı bulunan projeye ilave olarak planlanan alan artışı kapsamında olup olmadığıdır.

Dava konusu olayda, her ne kadar İdare Mahkemesince; ruhsat alanının 25 hektar üzerinde, 99,76 hektar olmasına karşın, bu ruhsata bağlı olarak yapılacak II-B grubu maden(mermer) ocağı projesinin, sınır değer olan 25 hektardan daha küçük (18,75 hektar) çalışma alanında gerçekleştirileceği dikkate alınarak, dava konusu projenin ÇED sürecine tabi olduğu gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiş ise de, daha önce aynı işletmeye söz konusu projeyle ilgili verilen ÇED Gerekli Değildir kararının iptal edildiği dikkate alındığında, yukarıda yer verilen açıklamalar ışığında, dava konusu projenin alan artışı kapsamında olmadığı, dolayısıyla, ruhsat alanı 25 hektardan büyük olsa dahi, çalışma alanı 25 hektardan küçük olan ve kapasite itibarıyla revize olan dava konusu projenin, çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olup olmadığının belirlenmesi için anılan Yönetmeliğin Seçme Eleme Kriterlerinin yer aldığı Ek-IV bölümündeki unsurlar ile daha önceki ÇED Gerekli Değildir kararının iptali istemiyle açılan davada, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespitler yönünden işin esasının incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Bu durumda; İdare Mahkemesince, uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgi gerektirdiğinden, tarafların iddiaları, projenin nitelikleri ve uygulanacağı yerin özellikleri ile proje tanıtım dosyasını hazırlayan uzmanlar dikkate alınmak suretiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 267. maddesiyle bilirkişi sayısı konusundaki sınırlamanın kaldırıldığı gözetilerek, aralarında çevre mühendisi, ziraat mühendisi, orman mühendisi, hidrojeoloji mühendisi olmak üzere, gerekirse başka dallarda da uzmanlar seçilerek oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetiyle, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması ve projenin çevresel etkilerinin değerlendirilmesi suretiyle, düzenlenecek rapor dikkate alınarak, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

 

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı ile davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne,

  1. Davacıların feragat taleplerinin reddine, dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu İzmir 3. İdare Mahkemesinin 15/02/2019 tarih ve E:2018/1674, K:2019/228 sayılı kararının BOZULMASINA,
  2. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
  3. Kullanılmayan 121,30 TL yürütmenin durdurulması itiraz harcının istemi halinde davalı yanında müdahile iadesine,
  4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 13/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

Yorum Yok

Yorum Yap