Miktar İtibarıyla Temyiz Sınırının Altında Kalan Davalara Danıştay Bakışı
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’la eklenen geçici 8. maddesinde, 6545 sayılı Kanun’la idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümlerin 2576 sayılı Kanun’un anılan Kanun’la değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları (20/07/2016) tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanacağı, aynı Kanun’un “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 6. fıkrasında, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu, “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin bu maddede sayılan davalar hakkında verdikleri kararlara karşı Danıştay’da temyiz isteminde bulunulabileceği, “Temyiz dilekçesi” başlıklı 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kesin bir karar hakkında olması hâlinde kararı veren mercinin temyiz isteminin reddine karar vereceği, aynı maddenin 7. fıkrasında ise temyizin kesin bir karar hakkında olması hâlinde 6. fıkrada sözü edilen kararın Danıştay’ın ilgili dairesince kesin olarak verileceği kurala bağlanmıştır.
Öte yandan; 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar hakkında verilen kararların temyiz edilebileceği hükme bağlanmış olup aynı Kanun’un ek 1. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, bu Kanun’da öngörülen parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulandığından, temyizen incelenerek bozulması istenilen Bölge İdare Mahkemesi kararının verildiği 2023 yılı için temyiz sınırı 581.000,00 TL olarak belirlenmiş bulunmaktadır.
Örnek olayda, 5188 sayılı Kanun uyarınca hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle silahsız özel güvenlik kimlik belgesinin iptaline ilişkin İstanbul Valiliği işlemine karşı açılan davada İstanbul 13. İdare Mahkemesi kararıyla işlemin iptal edilmesi üzerine hukuka aykırı işlem nedeniyle uğradığı ileri sürülen zarara karşılık olarak 20.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 30.000,00 TL tazminatın haksız işlemin tesis edildiği tarihden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolunda verilen karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulmuş, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi temyiz yolu açık olmak üzere davalı idarenin istinaf başvurusunun reddedildiği, davacının istinaf başvurusunun ise kısmen kabul, kısmen reddedildiği; sonrasında da taraflarca İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesince verilen kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmiştir.
Danıştay tarafından dava konusunun, miktar itibarıyla temyiz sınırının altında kaldığı ve davanın 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde sayılan davalar arasında yer almadığı anlaşıldığından, her ne kadar Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere verilmişse de İstanbul Bölge İdare Mahkemesi kararı kesin olup temyizen incelenmesine hukuki olanak bulunmamakta olduğundan, tarafların temyiz istemlerinin reddine, davacının adli yardım talebinin kabul edilmiş olması ve Bölge İdare Mahkemesince kesin olan karara karşı temyiz yolunun açık olduğunun belirtilmesi nedeniyle temyiz aşamasına ait yargılama giderine hükmedilmemesine, kesin olarak karar verilmiştir.