Kentsel dönüşüm ve gelişim alanının rezerv yapı alanı ilan edilmesi üzerine yetkili idare
Uyuşmazlığa konu taşınmazın bulunduğu alanın, yargılamanın devamı sırasında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 26/08/2022 tarihli işlemi ile ”Rezerv Yapı Alanı” olarak ilan edilmesi, rezerv yapı alanındaki uygulamalara ilişkin, 2942 sayılı Kanun’a göre Hazine adına kamulaştırmaya ilişkin tüm iş ve işlemleri yapma da dahil olmak üzere, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının yetkilendirilmesi, Bakanlık tarafından davalı Belediyeye davaya konu alanla ilgili herhangi bir yetkilendirme yapılmamış olması hususları dikkate alındığında, gelinen son durum itibarıyla, rezerv yapı alanında olan uyuşmazlığa konu taşınmazın, davalı Belediye tarafından kentsel dönüşüm ve gelişim (gecekondu dönüşüm) çalışmaları kapsamında acele kamulaştırılmasının hukuken mümkün olmaması, rezerv yapı alanı ilanından sonraki süreçte uyuşmazlığa konu taşınmazın acele kamulaştırılmasının -bu hususta yeniden tesis edilecek Cumhurbaşkanı Kararı sonrasında- ancak Bakanlık tarafından yetkilendirilen Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından yapılabilecek olması nedeniyle, 2942 sayılı Kanun’un 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının, dosyanın geldiği aşama itibarıyla ortadan kalkmış olduğu görüldüğünden, dava konusu acele kamulaştırma kararının uyuşmazlık konusu parsele ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2024/377
Karar No : 2024/843
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1-Cumhurbaşkanlığı
VEKİLİ : Av.
2-Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av.
KARŞI TARAF (DAVACILAR) :
VEKİLİ : Av.
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 20/11/2023 tarih ve E:2022/2265, K:2023/8428 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Trabzon ili, Ortahisar ilçesi, … Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve ekli listede ada ve parsel numaraları belirtilen taşınmazların, bölgede yürütülen kentsel dönüşüm ve gelişim (gecekondu dönüşüm) çalışmaları kapsamında sağlıksız yapılaşmanın çözümüne yönelik projenin ivedilikle hayata geçirilmesi amacıyla Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 04/10/2019 tarih ve 30908 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 03/10/2019 tarih ve 1596 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı’nın, Ortahisar ilçesi, Çömlekçi Mahallesi, 341 ada 30 parsel sayılı (18 ve 19 nolu bağımsız bölümler) taşınmaz yönünden iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 20/11/2023 tarih ve E:2022/2265, K:2023/8428 sayılı kararıyla;
Anayasa’nın 35. maddesi; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Ek 1 Nolu Protokolü’nün “Mülkiyetin korunması” başlıklı 1. maddesi; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 3., 5. ve 27. maddelerine yer verilerek,
Acele kamulaştırma kararına yönelik yapılacak incelemede, nihai olarak taşınmazın kamuya devrinin gerçekleşmesi planlandığından, öncelikle acele kamulaştırma yoluyla el konulmak istenilen taşınmazın kamusal bir amaca -plan, proje ve bu konuda yetkili makamlarca alınan kamu yararı kararı gibi- özgülendiğinin ortaya konulması gerektiği; burada acele kamulaştırma işleminin kurucu unsuru olan kamu yararının bulunup bulunmadığı hususu ile sınırlı olarak inceleme yapılacak olup, kamu yararının hukuka uygun olup olmadığına ilişkin incelemenin ise olağan kamulaştırma sürecine ilişkin işlemlere -kamu yararı/kamulaştırma kararı, proje vb.- karşı ilk derece yargı yeri olarak İdare Mahkemesinde açılacak davalarda yapılacağının tabii olduğu,
Uyuşmazlıkta; Dairelerinin ara kararlarına davalı idareler ve dava dışı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen cevap dilekçelerinin incelenmesinden, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 26/08/2022 tarih ve 44389749 sayılı işlemi ile uyuşmazlığa konu taşınmazın da içerisinde yer aldığı 6,47 hektar alanın, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında ”rezerv yapı alanı” olarak ilan edildiği, söz konusu rezerv yapı alanı ilanına ilişkin açılmış herhangi bir davanın bulunmadığı, rezerv yapı alanındaki uygulamalara ilişkin (2942 sayılı Kanun’a göre Hazine adına kamulaştırmaya ilişkin tüm iş ve işlemler yapma da dahil) Toplu Konut İdaresi Başkanlığının yetkilendirildiği, rezerv yapı alanı kararı sonrasında alana ilişkin yeni planlama çalışmalarının devam etmekte olduğu, alanın imar planında halen kentsel dönüşüm alanı olduğu, Bakanlık tarafından davalı Belediyeye davaya konu alanla ilgili yetkilendirme yapılmadığı, rezerv yapı alanı kararı sonrasında söz konusu alanda 130 konut ve 19 adet ticari bağımsız birimin inşaatına başlandığı ve inşaatın halen devam ettiğinin anlaşıldığı,
Bu durumda; uyuşmazlığa konu taşınmazın bulunduğu alanın, işbu dava dosyası ile yürütülmekte olan yargılamanın devamı sırasında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 26/08/2022 tarih ve 44389749 sayılı işlemi ile ”Rezerv Yapı Alanı” olarak ilan edilmesi, rezerv yapı alanındaki uygulamalara ilişkin, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre Hazine adına kamulaştırmaya ilişkin tüm iş ve işlemleri yapma da dahil olmak üzere, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının yetkilendirilmesi, Bakanlık tarafından davalı Belediyeye davaya konu alanla ilgili herhangi bir yetkilendirme yapılmamış olması hususları dikkate alındığında, gelinen son durum itibarıyla, rezerv yapı alanında olan uyuşmazlığa konu taşınmazın, davalı Belediye tarafından kentsel dönüşüm ve gelişim (gecekondu dönüşüm) çalışmaları kapsamında acele kamulaştırılmasının hukuken mümkün olmaması, rezerv yapı alanı ilanından sonraki süreçte uyuşmazlığa konu taşınmazın acele kamulaştırılmasının -bu hususta yeniden tesis edilecek Cumhurbaşkanı Kararı sonrasında- ancak Bakanlık tarafından yetkilendirilen Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından yapılabilecek olması nedeniyle, dava konusu Cumhurbaşkanlığı kararı yönünden, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının, dosyanın geldiği aşama itibarıyla ortadan kalkmış olduğu görüldüğünden ve gelinen aşamada uyuşmazlığa konu taşınmazın -davalı Belediye tarafından- kamulaştırılmasına ilişkin bir acelelik halinden bahsedilemeyeceğinden, dava konusu acele kamulaştırma kararının uyuşmazlık konusu parsele ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, dava konusu acele kamulaştırma kararının uyuşmazlığa konu parsele ilişkin kısmının iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idareler tarafından, Daire kararında dava konusu işleme ilişkin hukuka aykırılık tespiti bulunmadığı; dava konusu işlem sonrasında da kamulaştırma işleminin tamamlandığı, davacıların bedeli aldığı ve mülkiyetin idarelerine geçtiği; sonuç olarak; acele kamulaştırma kararı alınmamış olsaydı gelinecek aşamaya gelindiği ve bu aşamanın da tamamlandığı; dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte hukuka uygun olduğu ve aksi yönde bir tespitin olmadığı dikkate alındığında, davanın reddine yahut dava konusu işlem hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ….’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Trabzon Belediye Meclisinin 07/05/2010 tarih ve 173 sayılı kararıyla; uyuşmazlığa konu taşınmazın da içinde bulunduğu alan, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 73. maddesi uyarınca … Mahallesi Kentsel Dönüşüm ve Gelişim (Gecekondu Dönüşüm) Proje Alanı olarak belirlenmiştir.
Trabzon Belediye Meclisinin 06/05/2011 tarih ve 177 sayılı kararıyla; 07/05/2010 tarih ve 173 sayılı belediye meclisi kararı tashih edilerek 5393 sayılı Kanun’un 73. maddesi ve 775 sayılı Gecekondu Kanunu’na göre uyuşmazlığa konu taşınmazın da içinde bulunduğu alanın Kentsel Yenileme (Gecekondu Dönüşüm) Alanı olarak düzenlenmesine karar verilmiştir.
Trabzon Büyükşehir Belediye Encümeninin 25/11/2010 tarih ve 1928 sayılı kararıyla; Çömlekçi Mahallesi Kentsel Dönüşüm Alanı içerisinde yer alan taşınmazlar için kamulaştırma kararı alınmıştır.
Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisinin 21/08/2019 tarih ve 218 sayılı kararıyla; uyuşmazlığa konu taşınmazın da dahil olduğu Çömlekçi Kentsel Dönüşüm 1. etap 3. bölge içerisinde yer alan taşınmazlar için acele kamulaştırma kararı alınmasına, gereği için evrakın İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiş, dava konusu 03/10/2019 tarih ve 1596 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Trabzon ili, Ortahisar ilçesi, Çömlekçi Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve ekli listede ada ve parsel numaraları belirtilen taşınmazların, bölgede yürütülen kentsel dönüşüm ve gelişim (gecekondu dönüşüm) çalışmaları kapsamında sağlıksız yapılaşmanın çözümüne yönelik projenin ivedilikle hayata geçirilmesi amacıyla Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından 2942 sayılı Kanun’un 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına karar verilmiş, acele kamulaştırma kararının davacılara ait taşınmaz yönünden iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
Diğer taraftan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 26/08/2022 tarih ve 44389749 sayılı işlemi ile uyuşmazlığa konu taşınmazın da içerisinde yer aldığı 6,47 hektar alan, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında ”rezerv yapı alanı” olarak ilan edilmiş, 2942 sayılı Kanun’a göre Hazine adına kamulaştırmaya ilişkin tüm iş ve işlemler yapma da dahil olmak üzere, rezerv yapı alanındaki uygulamalara ilişkin 6306 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 12. fıkrası uyarınca Toplu Konut İdaresi Başkanlığı yetkilendirilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa’nın “Mülkiyet hakkı” başlıklı 35. maddesinde; “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmü; “Kamulaştırma” başlıklı 46. maddesinde, “Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolü’nün “Mülkiyetin korunması” başlıklı 1. maddesinde; “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez.” hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun “Satın alma usulü” başlıklı 8. maddesinde; idarelerin, bu Kanuna göre, tapuda kayıtlı olan taşınmaz mallar hakkında yapacağı kamulaştırmalarda satın alma usulünü öncelikle uygulamalarının esas olduğu, anlaşma olmaması veya ferağ verilmemesi halinde bu Kanunun 10. maddesine göre işlem yapılacağı, “Kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili” başlıklı 10. maddesinde de; kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idarenin, 7. maddeye göre topladığı bilgi ve belgelerle, 8. madde uyarınca yaptırmış olduğu bedel tespiti ve bu husustaki diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine müracaat ederek, taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin, peşin veya kamulaştırma, 3. maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında, idare adına tesciline karar verilmesini isteyeceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un 27. maddesinde ise; 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanunu’nun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece, yedi gün içinde o taşınmaz malın 10. madde esasları dairesinde ve 15. madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, bu Kanun’un 3. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktarın, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mülkiyet hakkı, gerek Anayasa gerek uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan temel insan hakları arasında olup; bu düzenlemeler uyarınca ancak kanuna ve kamu yararına dayalı olarak kısıtlanabilmesi mümkündür.
Mer’i mevzuatımızda, mülkiyet hakkına yönelik müdahalelere yer verilen temel nitelikteki düzenlemelerden biri de, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’dur.
2942 sayılı Kanun’a göre idarelerin, kanunlarla ve Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle yapmak yükümlülüğünde bulundukları kamu hizmetlerinin veya teşebbüslerinin yürütülmesi için gerekli olan taşınmaz malları, kaynakları ve irtifak haklarını; bedellerini nakden ve peşin olarak veya Kanun’un 3. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen hallerde, eşit taksitlerle ödemek suretiyle kamulaştırabilmeleri mümkündür.
Anılan Kanun’da, kamulaştırma işlemleri açısından olağan ve acele kamulaştırma olmak üzere iki ayrı usul düzenlenmiştir.
Olağan kamulaştırma sürecinde; kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallar kamulaştırılırken, öncelikle yeterli ödenek ayrıldıktan sonra, Kanun’un 5. ve 6. maddelerinde belirlenen mercilerce kamu yararı kararı alınır. Kamulaştırmayı gerçekleştirecek idarece, sırasıyla, aynı Kanun’un 7. maddesinde ayrıntısı belirlendiği üzere taşınmaza ilişkin ölçekli plan yapılır, taşınmazın maliki belirlenir, vergi beyan ve değeri tespit edilir ve tapuya kamulaştırma şerhi verilmesinin ardından Kanun’un 8. maddesine göre idarenin satın alma usulünü, karşılıklı anlaşmaya dayalı olarak denemesi gerekir. Bu yolla anlaşmaya varılamaması halinde, Kanun’un 10. maddesine göre idarenin ilgili belgelerle birlikte taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescilini sağlamak amacıyla dava açması gerekir ve ancak mahkemece tescil kararı verildikten sonra idare, kamulaştırmaya konu taşınmaz üzerinde tasarruf edebilir hale gelir.
Olağan kamulaştırma usulünde, asliye hukuk mahkemesi, idare adına tescil hükmü kurmadığı sürece, idarenin taşınmaza el atma ve taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi bulunmamaktadır.
Acele kamulaştırma usulü ise, 2942 sayılı Kanun’un 27. maddesinde belirlenen “3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacında” veya “aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde” veya “özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda” başvurulabilen, olağan kamulaştırma usulünden farklı olarak, idareye kamulaştırma işlemlerine ilişkin prosedürün sonuçlanmasını beklemeden, kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere, ilgili idarenin istemi ile mahkemece, yedi gün içinde o taşınmaz malın Kanun’da belirtilen usule göre bilirkişilerce tespit edilecek değerinin, idare tarafından mal sahibi adına bankaya yatırılması şartıyla, o taşınmaz mala el koyma imkanı tanıyan ayrı bir usul olarak öngörülmüştür.
Kanun’un 27. maddesinde, acele kamulaştırma işleminin dayandırılacağı üç sebep unsurundan, “aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar verilen haller” bakımından, Kanun’da açık bir acelelik haline yer verilmediğinden, maddede öngörülen diğer iki koşuldan bağımsız şekilde, işlem tesisine dayanak olan acelelik halinin ve olağan kamulaştırma usulünden ayrılmasını gerektiren nedenlerin, kamu yararı ile özel mülkiyet hakkı arasındaki denge gözetilerek gerçekleşip gerçekleşmediğinin her somut olayda, projenin ve hizmetin niteliği, mahalli veya ulusal ihtiyacın ivedilikle karşılanması gerekliliği gibi hususlar da göz önünde bulundurularak yargı yerince değerlendirilmesi gerekmektedir.
Acele kamulaştırma istisnai bir yöntem olduğundan, olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleliğin varlığına dair şartlarının ortaya konulması gerekmektedir.
Acelelik koşulunun kamu düzenine ilişkin olması gerektiği ve kamu yararının ise, olağan kamulaştırma usulü ile sağlanması amaçlanan kamu yararından farklı olarak, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren, aceleliği zorunlu kılan bir yarar olduğu açıktır.
Dolayısıyla, acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararlarının da kamu yararı amacına ve hukuka uygun olup olmadığına yönelik hukuki denetiminin; diğer idari işlemler gibi yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden incelenerek yapılması gerektiği açıktır.
Yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde, dava konusu acele kamulaştırmaya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı’nın “Kamu Yararı” ve “Acelelik Hali” ölçütleri yönünden ayrı ayrı incelenmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta; Dairenin ara kararlarına davalı idareler ve dava dışı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen cevapların incelenmesinden, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 26/08/2022 tarih ve 44389749 sayılı işlemi ile uyuşmazlığa konu taşınmazın da içerisinde yer aldığı 6,47 hektar alanın, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında ”rezerv yapı alanı” olarak ilan edildiği, söz konusu rezerv yapı alanı ilanına ilişkin açılmış herhangi bir davanın bulunmadığı, rezerv yapı alanındaki uygulamalara ilişkin (2942 sayılı Kanun’a göre Hazine adına kamulaştırmaya ilişkin tüm iş ve işlemler yapma da dahil) Toplu Konut İdaresi Başkanlığının yetkilendirildiği, rezerv yapı alanı kararı sonrasında alana ilişkin yeni planlama çalışmalarının devam etmekte olduğu, alanın imar planında halen kentsel dönüşüm alanı olduğu, Bakanlık tarafından davalı Belediyeye davaya konu alanla ilgili yetkilendirme yapılmadığı, rezerv yapı alanı kararı sonrasında söz konusu alanda 130 konut ve 19 adet ticari bağımsız birimin inşaatına başlandığı ve inşaatın halen devam ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; uyuşmazlığa konu taşınmazın bulunduğu alanın, yargılamanın devamı sırasında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 26/08/2022 tarihli işlemi ile ”Rezerv Yapı Alanı” olarak ilan edilmesi, rezerv yapı alanındaki uygulamalara ilişkin, 2942 sayılı Kanun’a göre Hazine adına kamulaştırmaya ilişkin tüm iş ve işlemleri yapma da dahil olmak üzere, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının yetkilendirilmesi, Bakanlık tarafından davalı Belediyeye davaya konu alanla ilgili herhangi bir yetkilendirme yapılmamış olması hususları dikkate alındığında, gelinen son durum itibarıyla, rezerv yapı alanında olan uyuşmazlığa konu taşınmazın, davalı Belediye tarafından kentsel dönüşüm ve gelişim (gecekondu dönüşüm) çalışmaları kapsamında acele kamulaştırılmasının hukuken mümkün olmaması, rezerv yapı alanı ilanından sonraki süreçte uyuşmazlığa konu taşınmazın acele kamulaştırılmasının -bu hususta yeniden tesis edilecek Cumhurbaşkanı Kararı sonrasında- ancak Bakanlık tarafından yetkilendirilen Toplu Konut İdaresi Başkanlığı tarafından yapılabilecek olması nedeniyle, 2942 sayılı Kanun’un 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanması için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının, dosyanın geldiği aşama itibarıyla ortadan kalkmış olduğu görüldüğünden, dava konusu acele kamulaştırma kararının uyuşmazlık konusu parsele ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu durumda, dava konusu işlemin uyuşmazlığa konu parsele ilişkin kısmının iptali yolundaki Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddine,
2.Dava konusu işlemin uyuşmazlık konusu parsele ilişkin kısmının yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 20/11/2023 tarih ve E:2022/2265, K:2023/8428 sayılı kararının, yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 22/04/2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.