a

Facebook

Twitter

Copyright 2015 Libero Themes.
All Rights Reserved.
 

İki Farklı “ÇED OLUMLU” Kararı

istinaf.com > İçtihatlar  > Danıştay İçtihatları  > İki Farklı “ÇED OLUMLU” Kararı

İki Farklı “ÇED OLUMLU” Kararı

Danıştay Altıncı Dairesinin 13.04.2022 tarih

Ve E:2022/171 , K:2022/4676 sayılı kararı

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: İzmir İli, Urla İlçesi, …..  Sahasında kurulması planlanan “…….. Projesi” ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca verilen …. tarihli, …. sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu” kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 01/06/2021 tarih ve E:2021/…, K:2021/…. sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, keşfin yapıldığı dava konusu mevcut faaliyet alanıyla, nihai ÇED raporunun dayanağını oluşturan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörlüğü Deniz Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi tarafından ….. Şti. için hazırlanan “İzmir İli, …….. Tesislerinin Bulunduğu Deniz Sahasında Çevresel Su Parametrelerinin İncelenmesi, İzlenmesi ve Körfezin Taşıma Kapasitesinin Belirlenmesi Proje Protokolü” kapsamında incelenen alanların örtüşmediği, rapor kapsamında, ölçüm noktalarının seçimi ve nokta sayısı açısından “Denizlerde Balık Çiftliklerinin Kurulamayacağı Hassas Alan Niteliğindeki Kapalı Koy ve Körfez Alanlarının Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’de” belirtilen esasları karşılamadığı, yapılan analizlerin “Bakanlıkça Yetkilendirilmiş Laboratuvar” kriterini karşılamadığı, dava konusu olan İzmir Urla-Seferihisar Sığacık Körfez Mevkii, .. numaralı Su Ürünleri Potansiyel Sahası içerisinde kurulmuş … yetiştirme tesisi alanının, Akdeniz foku (Monachus monachus) türünün habitat alanı ile çakışmakta olduğu, türün aktif yaşam alanını sınırlayacağı, balık çiftliklerinin sayısının artmasının çevreyi tehdit ettiği, Cittaslow üyelik kriterleri arasında yer alan çevre faktörleri maddesinde su temizliği ve biyoçeşitliliğin azalması kriterlerinin balık çiftlikleri artışı ile tehlikeye gireceği ve Yavaş Şehir Seferihisar ilçesinin Cittaslow sürdürülebilirlik kriterleri ve Yarımada Stratejik Planı ile örtüşmediği, yapılan hesaplamaların doğru olmadığı, Seferihisar ilçesinin Cittaslow üyeliğinin devamı ve Seferihisar’ın turizminin hatta Seferihisar’ın turizme dayalı ekonomisinin olumsuz yönde etkileneceği, dolayısıyla dava konusu … yetiştirme tesisi için “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Belirtilen gerekçeyle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI  : 1- Davalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından; proje alanının Akdeniz Foku Doğal Yaşam Alanları sınırları içerisinde kalmadığı; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, çevre mühendisliği açısından, dava konusu faaliyetin çevre kirliliğine yol açacağına dair bir tespite yer verilmemişken, turizm işletmeciliği bölümünde, faaliyetin çevreyi kirletme riski taşıdığı gerekçesiyle uygun görülmemesinin kabul edilemeyeceği; su ürünleri yetiştiriciliği açısından yapılan değerlendirmelerde ise, projenin çevreye olumsuz bir etkisinin olmayacağının ortaya konulduğu, Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olmadığı ileri sürülmektedir.

2- Müdahil  (davalı yanında) ….. Şirketi tarafından; Mahkemece yapılan incelemede, Danıştay bozma kararının gereğinin yerine getirilmediği, verilen kararın, bozma kararı öncesinde verilen kararın tekrarı mahiyetinde olduğu, İzmir 3. İdare Mahkemesinin E:2021/… sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunun Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundan farklı tespitler içerdiği ileri sürülmektedir.

3- Diğer müdahiller (davalı yanında) tarafından; usule ilişkin olarak,  taraf teşkili sağlanmadan işin esasının incelendiği; esasa ilişkin olarak ise, bilirkişi ek raporunda, işletmenin maksimum kapasiteye ulaşmadığının ve çevre için baskı yaratmayacağının tespit edildiği, İzmir 3. İdare Mahkemesinin E:2021/… sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporundan Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundakinden çok farklı tespitlere yer verildiği, Mahkemece verilen nihai kararın, yeterli inceleme yapılmadan verildiği ve eski kararların tekrarı mahiyetinde olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI  : Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçenin usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ       ….. …IN DÜŞÜNCESİ  :Dairemizin 22/02/2022 tarihli, E:2022/… sayılı ara kararına verilen cevaptan, dava konusu projeyle ilgili olarak, 2009/7 sayılı Genelge uyarınca, 28/05/2021 tarih ve … sayılı yeni bir  “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararının verildiği anlaşılmış olup, davalı idare tarafından bu karar verilirken, dava konusu işlemin açıkça geri alınmadığı ve ÇED Raporu üzerinde, yukarıda belirtilen Genelge uyarınca  yapılan düzenlemelerin, İdare Mahkemesinin 21/12/2020 tarihli, E:2019/…, K:2020/… sayılı iptal kararı doğrultusunda yapıldığı hususları dikkate alındığında, uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği” şeklinde değiştirildiğinden, husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine  Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 17/2 maddesi uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:       

MADDİ OLAY :

İzmir İli, Urla İlçesi, Seferihisar, …. Numaralı Potansiyel Su Ürünleri  Sahasında kurulması planlanan “… Yetiştiriciliği …. Projesi” ile ilgili olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca verilen 22/07/2019 tarihli, …. sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu” kararı verilmiştir.

Bunun üzerine bakılan dava açılmış; dava konusu işlemin iptali yönünde verilen 21/12/2020 tarih, E:2019/…., K:2020/… sayılı ilk karar üzerine anılan proje revize edilmiş ve revize edilen proje ile ilgili olarak, idare tarafından, 28/05/2021 tarihli, …. sayılı yeni bir  “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı verilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:

2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde; “Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez…” hükmüne yer verilmiştir.

25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin 4. maddesinde; ”Çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Komisyon tarafından yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun belirlenmesi üzerine projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı olarak tanımlanmış,  7. maddesinde; “(1) Bu Yönetmeliğin; a) Ek-1 listesinde yer alan projelere, b) “ÇED Gereklidir” kararı verilen projelere, c) Kapsam dışı değerlendirilen projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesinin planlanması halinde, mevcut proje kapasitesi ve kapasite artışları toplamı ile birlikte projenin yeni kapasitesi ek-1 listesinde belirtilen eşik değer veya üzerinde olan projelere, ÇED Raporu hazırlanması zorunludur.” kuralına yer verilmiştir.

13/02/2009 tarih ve 2009/7 sayılı “ÇED Yönetmeliği Uygulamaları” konulu Çevre ve Orman Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Planlama Genel Müdürlüğü Genelgesinde; “…Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararları hakkındaki yürütmenin durdurulması/iptal kararları, hakkında ÇED Olumlu Kararı verilen ÇED Raporunun bir ya da birkaç bölümüne ilişkin ise ve yürütmenin durdurulması/iptal kararı, ÇED Raporunun diğer bölümlerini olumsuz yönde etkilemiyor, yani Kararın tümünün yeniden ele alınıp değerlendirilmesini gerektirmiyorsa, ÇED Raporunun hazırlanmasına ilişkin tüm sürecin en baştan tekrarlanmasına gerek bulunmamaktadır.

Böyle bir durumda uygulamanın ‘yürütmenin durdurulması/iptal kararının gerekçesi dikkate alınarak, sadece eksik veya yetersiz görülen kısımların yeniden düzenlenerek hazırlandığı ÇED Raporunun Bakanlığa sunulmasını müteakip, Bakanlıkça bir toplantı tarihi belirlenerek, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu tekrar toplanır ve komisyonca değerlendirilir. Yapılan düzenlemelerin yeterli görülmesi halinde ÇED Raporu Komisyonca nihai edilir. Komisyonun değerlendirmeleri, üyeler tarafından imzalanarak tutanak altına alınır. Bakanlık, proje ile ilgili olarak ÇED Olumlu ya da ÇED Olumsuz Kararını verir. Bu kararı, proje sahibi ile ilgili kurum ve kuruluşlara yazılı olarak bildirir. Valilik, alınan kararın içeriğini, karara esas gerekçelerini uygun araçlarla halka duyurur.’ şeklinde yapılması”  düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; Yönetmeliğin 7. maddesi kapsamındaki bir projenin, çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğu ve dolayısıyla projenin gerçekleşmesinde çevre açısından sakınca görülmediğini belirten ÇED Olumlu kararı alınmadıkça, projenin uygulanamayacağı açıktır.

Diğer taraftan, anılan Genelgeye göre yapılması planlanan projeyle ilgili verilen ÇED Olumlu kararına karşı açılan davada, Mahkemesince verilen yürütmenin durdurulması veya iptal kararları, ÇED Olumlu kararının dayanağı ÇED raporunun bir veya birkaç bölümüne ilişkinse ve ÇED raporunun tamamını kusurlandırmıyorsa, ÇED raporunun yetersiz görülen bu kısımları yeniden düzenlenmek suretiyle davalı idareye sunulması üzerine, Yönetmelikte öngörülen ÇED sürecinin en başından işletilmeyerek değerlendirme yapıldığı anlaşılmakta olup, davalı idare tarafından söz konusu projeyle ilgili revize ÇED raporu hakkında ikinci bir ÇED Olumlu kararının verilmesi ile ilk ÇED Olumlu kararının, zımni olarak geri alındığının ve dolayısıyla hukuken uygulanamayacağının kabulü gerekmektedir. Nitekim, söz konusu projeyle ilgili ilk “ÇED Olumlu” kararının hukuken geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde, revize edilen ÇED raporuna istinaden verilen ikinci “ÇED Olumlu” kararının da hukuken geçerli olduğu dikkate alındığında, aynı projeyle ilgili iki farklı “ÇED Olumlu” kararının birlikte uygulanmasına olanak bulunmamaktadır.

Dosyanın incelenmesinden; proje sahibi olan davalı yanında müdahil tarafından, bakılmakta olan davadaki ilk Mahkeme kararı olan İzmir 1. İdare Mahkemesinin  21/12/2020 tarih, E:2019/…, K:2020/… sayılı kararındaki iptal gerekçeleri dikkate alınmak suretiyle, 2009/7 sayılı Genelge kapsamında ÇED Raporunun revize edilerek davalı idareye sunulduğu, davalı idarece 28/05/2021 tarih ve … sayılı (ikinci) “ÇED Olumlu” kararının verildiği anlaşılmıştır.

Uyuşmazlıkta; her ne kadar İdare Mahkemesince bozma kararına uyularak, ek bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de, söz konusu projeyle ilgili  28/05/2021 tarih ve … sayılı (ikinci) ÇED Olumlu kararının verilmesiyle, aynı projeyle ilgili iki farklı “ÇED Olumlu” kararının birlikte uygulanma olanağının bulunmadığı dikkate alındığında, davalı idarece, dava konusu “ÇED Olumlu” kararının zımni olarak geri alındığının kabulü gerekmekte olup, bakılmakta olan davanın konusunun kalmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu itibarla, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı ile davalı yanında müdahillerin temyiz istemlerinin kabulüne,

  1. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu İzmir 1. İdare Mahkemesinin 03/11/2021 tarih ve E:2021/…, K:2021/… sayılı kararının BOZULMASINA, 2577 sayılı Kanunun 20/A-2(i) maddesi uyarınca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA.

Yorum Yok

Yorum Yap